Bir erkeğin evlenmeden önceki en büyük idealidir evlenip yuva kurmak. Evlenip yuva kuran erkeğin ilk nasihati ise'' iyi düşün olum''dur nedense.
Ne istediğini bilmemenin en önemli örneğidir evlilik, kendini tanıyamayan birinin karşısındakini tanıyamama çelişkisini yaşar bu toy beyinler. Her şey aileden başlar aslında, her aile büyüğünün çocuğundaki gelişim ve sonuç taktiri, önce iyi bir bölüm ve okul, sonra askerlik, ve en son olarakta evlenip yuva kurmasıdır. Bu seçimlerin tamamını kendilerinin istediği gibi olmasını isterler ve çocuk hazıra bir hayat kurmak zorunda kalır, kendi doğru ve yanlışını tartıp tanıyamadan. İşte her şey bu saatten sonra ters gitmeye başlar istemediğin bir bölümü okursun, askerliğin biter, göt gibi açıkta kalır veya bir yerde çalışsanda işe gittiğin her saat kabusundur artık, testesteronlarının başına bela olmaya başladığı dönemlerde evlenmek istersin, ailen voltranı oluşturmanı, güçlerini birleştirceğin birileriyle evlenmeni ister, evlenirsin göt gibi kalırısın, tanıyamadığın biriyle, ömür geçmek bilmez ve kaçmak istersin.
Dokuz aylık evliyim, çok mutluyuz, ''daha taze evlisiniz'' sözlerine inat, her tartışmamızda daha da güçleniyor ve voltranı oluşturuyoruz :))
Zor günler peşinden güzel günleri getirir. Destek olmak çok önemlidir bu günlerde, düşünsenize kendini tanıyamayan bir adam eşine nasıl destek olabilir ve eşinden nasıl bir destek bekleyebilir ki ??
Evlenmek masa altında komşunun kızıyla oynanan bir oyun değildir, doğru bir evlilik geleceğe bırakacağın dimdik,sağlam karakterlerin temelidir.
Sağlam ve başı öne eğilmeyen bireylerin üstün olduğu bir ülkede bağımsızlık, eşitsizlik ve cehalet asla konuşulmaycak kavramlar olcaktır.
Onun için siz siz olun öncelikle kendinizi tanıyın, ne istediğinizi bilin ve sonrasında bırakın mutluluk size tecavüz etsin. :))
Ne istediğini bilmemenin en önemli örneğidir evlilik, kendini tanıyamayan birinin karşısındakini tanıyamama çelişkisini yaşar bu toy beyinler. Her şey aileden başlar aslında, her aile büyüğünün çocuğundaki gelişim ve sonuç taktiri, önce iyi bir bölüm ve okul, sonra askerlik, ve en son olarakta evlenip yuva kurmasıdır. Bu seçimlerin tamamını kendilerinin istediği gibi olmasını isterler ve çocuk hazıra bir hayat kurmak zorunda kalır, kendi doğru ve yanlışını tartıp tanıyamadan. İşte her şey bu saatten sonra ters gitmeye başlar istemediğin bir bölümü okursun, askerliğin biter, göt gibi açıkta kalır veya bir yerde çalışsanda işe gittiğin her saat kabusundur artık, testesteronlarının başına bela olmaya başladığı dönemlerde evlenmek istersin, ailen voltranı oluşturmanı, güçlerini birleştirceğin birileriyle evlenmeni ister, evlenirsin göt gibi kalırısın, tanıyamadığın biriyle, ömür geçmek bilmez ve kaçmak istersin.
Dokuz aylık evliyim, çok mutluyuz, ''daha taze evlisiniz'' sözlerine inat, her tartışmamızda daha da güçleniyor ve voltranı oluşturuyoruz :))
Zor günler peşinden güzel günleri getirir. Destek olmak çok önemlidir bu günlerde, düşünsenize kendini tanıyamayan bir adam eşine nasıl destek olabilir ve eşinden nasıl bir destek bekleyebilir ki ??
Evlenmek masa altında komşunun kızıyla oynanan bir oyun değildir, doğru bir evlilik geleceğe bırakacağın dimdik,sağlam karakterlerin temelidir.
Sağlam ve başı öne eğilmeyen bireylerin üstün olduğu bir ülkede bağımsızlık, eşitsizlik ve cehalet asla konuşulmaycak kavramlar olcaktır.
Onun için siz siz olun öncelikle kendinizi tanıyın, ne istediğinizi bilin ve sonrasında bırakın mutluluk size tecavüz etsin. :))